Ebced Hesabının Kaynağı Nedir?


Ebced hesabının menşei hakkında farklı rivâyetler vardır. İslâm öncesinde 22 harften meydana gelen ve "Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Se'fas, Kareşet" kelimelerinin sayısı olan altı rakamı göz önünde bulundurularak, Medyen hükümdarlarından altı kişinin adı, İlâhî isimlerin altı anahtarı, hafta günlerinin adı v.s. gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen değişik rivayetler söz konusu edilmiştir. Tâhirü'l-Mevlevî'ye göre, Arap ebcedinin İbranî ve Arâmî alfabesinden alındığına şüphe yoktur. Arap edebiyatının ünlü isimlerinden Müberred ve Sîrâfî gibi âlimlere göre de Arap ebcedi, yabancı menşelidir.

 

Keşfu'z-Zünûn'da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanları olan mânevî ilimlerde derinleşen simalar için bir çok esrarın anahtarı hükmünde bulunduğu ve Hz. Ali tarikiyle özellikle Ehl-i Beyte tevârüs eden bir ilim olduğu belirtilmiştir. Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarında da yer aldığına dair rivayetlere işaret eden Çelebi, "Bu ilme, ancak âhirzamanda gelecek olan Hz. Mehdî, hakkıyle vâkıf olur" diyen bazı âlimlerin görüşlerine de yer vermiştir.

 

Bazı müsteşrikler tarafından tertip edilen ve Mısır'da tercüme edilerek neşredilen "Dairetü'l-Mearifi'l-İslâmiyye"de belirtildiğine göre, harflerin, rakamlara delâlet etmek üzere kullanılma geleneği, İbrânî ve Arâmîlerde de vardı. Hemze'den, kaf'a kadar olan harflerin, birden yüze, son dokuz harf de 200'den 1000'e kadar rakamlara delalet ediyordu.

 

Kadı Beyzavî’ye Göre Ebced Hesabını Kabul Edenlerin Gerekçesi

Kur’an’da Ebced hesabının varlığını kabul eden tâbîinden Ebu’l-Aliye gibi âlimlerin görüşlerine yer veren Kadı Beydâvî, onların dayandıkları Ebcedle ilgili meşhur hadisi kabul etmektedir. Ancak Hz. peygamberin (s.a.v)onlara karşı gösterdiği davranışın, onların kesik/mukattaat harflerinden İslam ümmetinin ömrünü süresini belirleyen istihraçlarına dair söylediklerini kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, aksine onlara karşı gösterdiği tebessümü, onların cehaletine karşı bir tepki olabileceğini vurgulamaktadır. Bununla beraber, Kur’an’da Ebced hesabının varlığını kabul eden âlimlerin, kabul gerekçelerini şöyle özetlemiştir: “Her ne kadar ebced hesabı, yabancı kaynaklı olsa da, Araplar dâhil insanlar arasında, o kadar meşhur bir yere sahip olmuştur ki, âdetâ, yabancı kökenli olan “mişkât, siccîl, Kıstas” kelimeleri gibi artık Arapçalaşmıştır. Hz. Peygamberin(s.av) ilgili harfleri, azdan çoğa doğru sayıları gösterecek şekilde sıralaması ve (Elif-Lam-Mim/Elif- Lam- Mim-sad/ Elif-Lam- Râ/ Elif-Lam- Mim-Râ)şeklinde kullanması, onun ebced değerini kabul ettiğini göstermektedir. Onun için ebced hesabının göstereceği delâletler, diğer Arapça ifadeler gibi makbuldür.”

 

İbn Aşûr gibi bazı âlimlerin bildirdiğine göre, ebced hesabı, kadim zamandan beri kullanılagelen bir sistemdir. Hz. Davud (s.a.v)'un kitabındaki bazı neşideler bu hesabın simgelerini taşıyor. Yine Romalıların bu sistemle rakamlar kullandıkları bilinmektedir. Bu sistemin Araplara, Romalılar veyahut Yahûdiler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir. İbn Aşûr, mukattaat harfleri ve ebcedle ilgili rivâyet edilen hadîsi anlatırken "Hz. Peygamberin (s.a.v) onlara karşı diğer bazı harfleri zikretmesi O'nun bu harfleri gerçekten ümmetin ömrü için birer işaret kabul ettiği anlamına gelmez" şeklinde bir değerlendirme yapmıştır. Ancak kendisi, hadîsin sıhhati konusunda bir şey söylemediği gibi, ebced hesabını inkâr ettiğini gösteren bir ifadesi de söz konusu değildir.

 

Hâkim'in Müstedrek adlı hadis kitabının tahkikli neşrini gerçekleştiren Yusuf Abdurrahman Maraşlı, söz konusu kitap için hazırladığı fihristin mukaddemesinde "ebced" konusuna da değinmiştir. O'na göre, İslâm öncesi dönemlerde Yahudî ve Hristiyanlar tarafından kullanılan ebced sistemi, İslâm'ın zuhûrundan itibaren yaklaşık bir asır kadar eserlerin tertibinde kullanılmış daha sonra terkedilmiştir. Fakat, "ebced hesabı", bir matemetik sistem olarak, tarih boyunca kullanılmaya devam etmiştir. Daha önce 22 harfden oluşmuş bu sisteme müslümanların işi ele almaları ile, "peltek se, hı, zel, dad, zı, ğayın " harfleri ilave edilmiş ve sayı 28'e ulaştırılmıştır. Muhammed Hamidullah'ın görüşü de şu merkezdedir: Ayın 28 menzili gibi, arap alfabesi de 28 tanedir. Bunlar her biri belli bir sayıyı göstermek suretiyle 1'den 1000'e kadar rakkamları ifade eder. Sûre başlarında bulunan hece harfleri ise 14 tane olup yüksek mânâlar ifade etmektedir.

 

Güzel bir tevafuktur ki, Ebced sisteminin asıl adı olan “Ebû câd” kelimesinin matematik değeri, 17’dir. İslam’ın ortaya çıktığı sırada, Mekke’de yazı bilenlerin sayısı da 17’dir. 

 

Annemarie Schımmel'in bildirdiğine göre, müselles (üç haneli kare) diye bilinen, bütün yatay ve düşey satırlarda olduğu gibi, çapraz hatlarda da rakamlarının toplamı 15'i veren bir maharetli karenin İslâmî gelenekte çok yaygın bir yeri vardır. Bu karenin, diğer adıyla Vefk'ın bu değeri, semâvî kimliğinden kaynaklanmaktadır. Bu (sihirli/maharetli) karede yer alan harfler, "B-Tı-D-/keskin Z- H-C-/ V- elif-noktasız Hı” harfleridir. Vefkte bazen kendileri, bazen de ebced değerleri yazılan bu dokuz adet ebced harfinin, ilk defa Hz. Adem (s.a.v)'e vahiy olarak geldiğine dair yaygın bir kanaat vardır.

 

İlgili karede yer aldıkları şekilde; sözkonusu dokuz harfin yukarıdaki sıraya göre, üçer üçer ebced değerleri şöyledir: 2+9+4=15, 7+5+3=15, 6+1+8=15. Söz konusu maharetli kare, İmam Gazalî tarafından da kabul görmüş, “bir tılsım olarak tesiri tecrübe ile sabit olduğu” ifade edilmiştir. Öyle ki, zamanla, Gazalî’nin karesi (müsellesü’l-Gazalî) şeklinde ün yapmıştır.

 

Aslında –bizim görebildiğimiz kadarıyla-bu etkin fonksiyona sahip karenin harfleri, Hz. Ali tarafından da, sırlı olarak kabul gördüğünü gösteren ifadeleri vardır. Esrarlı olduğu bilinen Celcelûtiye kasidesinde, Hz. Ali “Bi sırrı buduhin echezatın /betadin(B-TI-D) zehecin(Z-H-C) bi vahi’l-vehâ(V-Elif-noktasız HI)”diyerek, bu sırlı harfleri, diğer bir kaç harfle beraber, münacatta kullanmıştır.

 

Bazı Alimlere Göre Ebced Hesabı Esrarın Anahtarıdır:

Cafer-i Sadık (r.a.) ve Muhiddin-i Arabî (r.a.) gibi esrâr-ı gaybiye ile uğraşan zatlar ve esrar-ı huruf ilmine çalışanlar, Bediüzzaman Said Nursi (r.a) gibi âlimler bu hesab-ı ebcediyi gaybî bir düstur ve bir anahtar kabul etmişlerdir. Konuyla ilgili birkaç misal daha vermekte fayda vardır:

 

a. Hz. Ali ve Şura Suresi Yorumu:
İzz b. Abdusselam'ın bildirdiğine göre: Hz. Ali, Şura Suresinin başında yer alan "Hâ-Mim-Ayın-Sin-Kaf" şifreli harflerden, Muaviye ile kendisi arasında vuku bulan hadiseleri çıkarmıştır.

 

b. İbn Kemal’in Enbiya Suresi Yorumu:
"Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır, diye yazmıştık." mealindeki âyetten İbn Kemal, Sultan Selim'in Mısır'ın Osmanlı ülkesine ilhak tarihini çıkarmıştır. Âyette Tevrat yerine kullanılan "ez- Zikr" kelimesi, ebced hesabı ile konunun düğümünü çözen anahtar kelimedir. Âyette "ez-Zikr'den sonra" tabiri kullanılmıştır. Bu kelimenin ebced değeri (okunmayan lâm hariç) 921'dir. Mısır'ın fetih tarihi ise, hicrî 922'dir. Demek ki âyet işârî mânâsıyla hicrî 921'den sonra fethin gerçekleşeceğini ifade etmiştir.

 

Eskiden Beri, Yüksek Edipler, Ebced Hesabını Kullanmışlardır

“Yüksek edibler bu hesabı, edebî bir kanun-u letâfet kabul edip, eski zamandan beri onu istimal etmişler. Hatta letâfetin hatırı için iradî ve sun'î ve taklidî olmamak lazım gelirken, sun'î ve kasdî bir sûrette o gaybî anahtarların taklidini yapıyorlar."

 

Bu konuda yüzlerce misâl verilebilir. Ancak biz burada numune olarak bir-iki misâl vermekle yetineceğiz:

 

Kırım Balıkova Kalesi civarındaki bir camiin kitabesinde:"Hakk muradın hemîşe ide atâ; "Kabbelallahu hayrekum" tarih ola." şeklinde bir ifadeyle "Allah hayrınızı kabul buyursun" anlamındaki son cümle ile mâbedin 1068'de yapıldığı gösterilmiştir.

 

Mihrimah Sultan'ın vefatına, "Hâdise-i mevt" terimi ile tarih düşürülmüştür. Bu tabirin ebced değeri 965 olup, onun vefat tarihidir.

 

Ebced harflerinin aritmetik değerlerine göre kullanımları edebiyat sahasında olduğu gibi, fizik, kimya gibi fen bilimleri sahasında da kullanılmıştır. Büyük memurların tayin ve terfî tarihlerinde, doğum ve ölüm tarihlerini belirlemede yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

 

Ebced Hesabını Kullanan ve Kabul Eden Bazı Ehl-i Sünnet Âlimlerinin İsim Listesi:

Özellikle, 29 surenin başında bulunan münferid harflerin manalarından biri olarak ön görülen “Ebced hesabını/Hisabu’l-Cümmel”i kabul eden âlimlerin bazıları şunlardır:

 

1) İbn Cerir et-Taberî(Ö. 310), Camiu’l-beyan, (1/215-221). Taberi, meşhur Yahudilerle ilgili hadisi de zikretmiştir(a.g.y).

2) İmam Maturîdî(Ö, 333), Te’vilâtu ehl-i’s-sünne, (1/371)

3) es-Semerkandî(Ö, 373), Bahru’l-Ulûm, (1/21)

4) Maverdî(Ö, 450), en-Nüketu Ve’l-Uyûn, (1/63-64). Maverdi de ilgili hadise yer vermiştir.

5) er-Rağıb(Ö, 502), Tefsiru’r-rağıb, (1/75) Rağıb da ilgili hadise yer vermiştir.

6) er-Razî (Ö, 606), Mefatihu’l-ğayb, (1/255).

7) el-Beyzavî (Ö,685), Envaru’t-Tenzil (1/34-35). 

Beyzavî de ilgili hadise yer vermiş, fakat “efendimizin orada tebessüm etmesi, Yahudilerin bu hesapla bu ümmetin ömrünü biçmesinin doğru olmadığına delalet eder” demiştir(a.g.y).

8) el-İzz b. Abdusselam(Ö, 660), Tefsiru’l-Kur’an, (1/93-94). Müfessir, ilgili hadise de yer vermiştir(a.g.y.)

9) Ebu Hayyan(745 ), el-Bahru’l-Muhît (1/59). Ebu Hayyan da ilgili hadise yer vermiştir(.a.g.y).

10) Ebu Hafs Siracuddin el-Hanbelî(Ö, 775), el-Lübab, 1/259. Bu müfessir de ilgili hadise yer vermiştir(a.g.y).

11) İbn Arefe(Ö, 803), Tefsiru İbn Arefe(1/112).Müfessir ilgili hadise işaret etmiştir.

12) Nizamuddin en-Nîsabûrî( Ö, 850), Ğaraibu’l-Kur’an(1/132).Müfessir ilgili hadise de yer vermiştir.

13) Ebu Zeyd Abdurahamn es-Seâlibî(Ö, 875) el-Cevahiru’l-hisan (1/182).

14) Celaleddin es-Suyûtî (Ö, 911), ed-Durru’l-Mensûr(1/57-58); el-İtkan, (3/29). Müfessir ilgili hadise de yer vermiştir.

15) Ebu’s-Suud el-İmadî(Ö, 982) , İrşadu’l-akli’s-selîm(1/21).

16) Muhammed Senaullah el-mazharî(---), Tefsiru’l-Mazharî, 1/13). Müfessir ilgili hadise de yer vermiştir.

17) eş-Şevkânî, Muhammed b. Ali(Ö, 1250), (Fethu’l-kadir, 1/36-37). Müfessir, ilgili hadise yer vermiştir.

18) Abdulazim ez-Zurkanî(Ö,1367),Menahilu’l-İrfan, 1/231) Zurkanî, ilgili hadise de yer vermiştir.

19) el-Bakıllanî(Ö. 403) el-intisar lil-Kur’an (2/786).
20) Ebu Zekeriyya el-Ferra(ö. 207), (Maani’l-Kur’an, 1/190)

21) Mekki b. Ebi Talib el-Endelûsî(Ö.437), el-Hidaye ila büluği’n-nihaye, 1/121)

22) İsmail Hakkı Bursevî(Ö, 1127) , Ruhu’l-Beyan(1/361)
23) Ebu Amr ed-Danî(Ö; 444), el-Beyan fi addi ayi’l-Kur’an(1/330-334). “Ebced hesabı” başlığını kullanmış ve ilgili hadise de yer vermiştir.
24) Âlûsî Şihabuddin Mahmud el-Huseynî(Ö, 1270), Rahu’l-Maânî. (2/77) İlgili hadise de yer vermiştir.

25) Muhammed Sıddık Han el-Huseynî(Ö, 1307), Fethu’l-Beyan, 1/69-70). İlgili hadise de yer vermiştir.

 

Taha suresinin başında yer alan “Tı, h’’ harflerinin ebced değeriyle hesaplayan ve bunun “Ayın 14. gecesindeki gibi parlak bir nuru barındıran” Hz. Peygambere (s.a.v) işaret ettiğini söyleyen âlimlerden bazılarının isimleri ve eserleri şöyledir:

 

26) Aliyyu’l-Kari(Ö, 1014 h.), (Mirkatu’l-Mefatîh’de 1/296-297); İbn Hanbel, Tirmiz; Ebu Davud, İbn Mace, Darimî gibi hadis kaynaklarınde yer alan “Âlimin âbid üzerindeki üstünlüğü, Bedr gecesinde Ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir” manasındaki hadisi açıklarken –özetle-şu görüşlere yer vermiştir “Bedr gecesi, Ayın 14. Gecesidir. (yani, dolunay gecesidir).Taha suresinin ilk ayeti de ebced hesabıyla buna işaret etmektedir. Çünkü Tı=9, H=5, toplam 14 eder. Bununla asıl kast edilen zât Hz. Muhammed’dir(s.a.v). Çünkü, onun nuru zuhur ettiği zaman diğer peygamberin nuru yıldızlar gibi sönük kaldı. Ay nurunu güneşten aldığı gibi, Hz. Peygamber de(s.a.v) nübüvvet ve risalet nurunu şems-i ezelîden almış ve her tarafa yaymıştır(Mirkatu’l-Mefatîh’de 1/296-297).

27) Sâ’lebî(Ö, 427 h.), (el-Keşfu Ve’l-beyan /Tefsiru’Sâlebi, 6/237) 28) Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzî(Ö, 597), Zadu’l-Mesir, 3/151).
29) Muhammedu’l-Emin eş-Şenkîtî(Ö. 1393), (Adavâu’l-Beyan, 8/245) 30) Bedreddin Ez-Zerkeşî(Ö.794), el-Burhan(2/182)

31) Prof. Bessam Cerrar(doğumu:1948/Filistin),hala hayattadır.
Bu İslam âlimi, çocukluğundan beri, İslam karşıtı olan bütün cereyanlar karşısında durmuş ve onlarla yaptığı münazaralarda daima galip gelmiştir. Birkaç defa Siyonistler tarafından hapse atılmıştır. Kendisi 1998’de Filistin beldelerinden olan “el-Bîre” de Kur’an kursu tarzında tecvid derslerinin verildiği bir hizmet binası açtığı gibi, aynı yerde Kur’an’ın Ebced hesabı ve diğer “sayısal i’caz” (el-İ’cazu’l-Adedî) konusundaki faaliyetlerin, araştırmaların yapıldığı “Merkezu Nûn” adında bir “Kur’an ilimleri tedrisatı” merkezini açmıştır ve hala idareciliğini kendisi yapmaktadır.
32) Bu konuda Abdurrazzak Nevfel(Ö, 1984), Mühendis Abdu’d-dâim el-Kehîl ve Prof. Abdullah Çelhûm ve benzeri daha bir çok muasır alimler, Ebced-Cifir ve sayısal i’caz konusunda makaleler ve kitaplar yazmışlardır(bk. Bessam, a.g.e, a.g.y).

33) İbn Kemal Paşa(Ö, 940) Ebiya suresi y0rumu(Yukarıda geçmiştir)
34) Muhammed Hamdiullah(Ö, 1424) Ebced hesabını kabul edenlerdendir(yukarıda geçmiştir)
35) Câfer-i Sadık(Ö, 148), Ebced hesabını kullananların başında gelir(yukarıda geçmiştir)

36) Muhyiddin-i Arabî(638) nin ebcedle ilgisi meşhurdur(yukarıda geçmiştir)