Risale-i Nurların İlk Teliflerinde Mevzularla İlgili Olarak Geçen Sure ve Ayetlerin Yanlarında İsim ve Numaralarının Bulunduğu, Ancak Sonradan Yapılan Baskılarda Çıkartıldığı İddia Edilmektedir. Bu İddia Hakkında Ne Dersiniz?


 

Bu konudaki vehim ve vesveseleri bertaraf etmek için kısa birkaç maddede birkaç noktaya dikkat çekmekte fayda mülahaza etmekteyiz:

1). Önce şunu belirtelim ki, hukukta bir kural var, “müddei davasını ispat etmek zorundadır.” Bu konunun ispatı iki şahidin şahitliği ile yahut da iddiaya konu olan hususların ilgili belgelerde gösterilmesi ile mümkündür.

 

-“O iftiracılar dört şahit getirselerdi ya! Şahitlerini getirmediklerine göre, onlar Allah katında yalancıların ta kendileri olarak tescil edileceklerdir” (Nur, 24/13) mealindeki ayette, şahitlerin bulunması mümkün olan bir konuda onların getirilmemesi, onların hukuk önünde yalancı olduklarının tescili anlamına geldiği ifade edilmiştir.

Ayette yer alan “indellah” ifadesi “Allah katında” olarak tercüme edilmekle beraber, bunun bu ayetteki manası “Allah’ın hükmünde/Allah’ın şer’î hükmüne göre” demektir. (bk. Razî, Ebu Hayyan, İbn Kesir, Kurtubî, Beyzavî, M. Seyyid Tantavî, ilgili ayetin tefsiri)

 

2) Bununla beraber, 1905-1996 yıllarında yaşamış, hayatı boyunca Halk partiye hizmet etmiş (Kasım Gülek adlı) bu kişinin Risale-i Nur’daki sure ve ayetlerin numaralarını sildiği iddia edilen bu kişinin Risale-i Nurla yakın bir ilişkisinin olmadığı bilinmektedir.

 

Kaldı ki, söz konusu kişinin böyle bir tahrifata kalkışmasının aklî bir gerekçesini de bulmak oldukça zordur. Üstadın onlarca talebesi böyle bir tahrifat ve tahribattan haberdar olmamaları veya haberdar oldukları halde, bu konuda açıklamalarda bulunmamaları, lahikalar yayınlamamaları akıl ile izah edilmekten uzaktır. Üstadın vefatından sonra yaklaşık 36 sene daha yaşayan bu kişinin böyle bir işe kalkması durumunda, şimdiye kadar bunun teşhir edilmemesi ayrı bir tuhaflık değil mi?

 

-Bu sebeple,  diyebiliriz ki, böyle bir iddianın hiçbir ilmi dayanağı yoktur. Nitekim eskiden beri Risale-i Nur külliyatının hizmetinde bulunmuş ve basım işleriyle uğraşmış yayın kuruluşlarının yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde böyle bir hususun hiçbir zaman vuku bulmadığını, kendilerinin böyle bir bilgiye sahip olmadıklarını bildirmişlerdir. 

-Üstadın hayatında basılmış Risale-i Nur külliyatı  bizde de mevcuttur. Ve bunların hiç birinde sure ve ayetlerin numaraları yazılı değildir.

 

3) İslam bilim geleneğinde, eskiden  beri yazılan kaynaklarda ayet ve surelerin numaraları yazılmamıştır. Örneğin; ilk akide kitabı sayılan İmam Azamın “el-Fıkhu’l-ekber” adlı eseri, (el-İmaratu’l-Arabiye,1419/1999) yeni basıldığı halde hala da içinde sure ve ayet numaraları bulunmamaktadır.

 

-Keza, İmam Gazali’nin (h. 1358/ m. 1939 Kahire baskısı) “İhyau Ulumi’d-din” adlı eserinde de sure ve ayet numaraları söz konusu değildir. Bunlar gibi binlerce kitabın listesi verilebilir ki, hiçbirinde sure ve ayet numaraları yazılı değildir.

 

4) Kaldı ki, Kur’an-ı kerimde bile asr-ı saadette (ayetleri gösteren çentik, nakış gibi alametler olmakla beraber) sure ve ayet numaraları yoktu.

Demek ki, Risale-i Nur külliyatında sure ve ayet numaralarının bulunmaması İslam Literatüründeki genel teamüle tamamen uygundur ve bu bir noksanlık da değildir.